Alevilik Bilgisini Geleceğe Taşıyacak Girişim
Mart 2024’te Rıza Şehri Akademisi öncülüğünde başlatılan Alevi Ansiklopedisi projesi, Alevilik bilgisini sistematik bir çerçevede derlemek, gelecek kuşaklara aktarmak, bu alandaki bilgi kirliliğini önlemek ve Alevilik üzerinde süregelen bilgisel şiddete karşı bir yanıt olarak ortaya çıkmıştır. Proje, Alevilerin kendi anlam ve duygu dünyalarından, seslerinden ve sembollerinden hareketle, Alevilik bilgisini üretme ve koruma perspektifiyle atılmış önemli bir adımdır. Bu doğrultuda, akademisyenler, topluluk önderleri ve araştırmacılardan oluşan geniş bir kolektifin katkılarıyla sürdürülen bu girişim, etkileri geleceğe uzanacak değerli bir çalışmadır.
Çalışmalarını 2025 yılı içinde profesyonel bir temele oturtmayı hedefleyen proje, başta Alevi kamuoyu olmak üzere tüm dünyaya, web tabanlı bir platform üzerinden kolay erişilebilir, çok dilli bir bilgi kaynağı sunmayı amaçlamaktadır. Türkçe, Kurmancî, Kirmanckî, İngilizce, Almanca ve Fransızca gibi dillerde yayımlanacak içeriklere sahip olacak olan ansiklopedi, Alevilik tarihini, sosyolojisini, antropolojisini, hafızasını ve bilgisini özellikle Türkiye ve Avrupa diasporasındaki genç nesillerle buluşturmayı hedeflemektedir.
Projenin kapsamı, bugüne kadar kat ettiği yol ve gelecekteki hedefleri, 16-17 Kasım 2024’te Almanya’nın Dortmund kentinde düzenlenen Alevi Ansiklopedisi Sempozyumu’nda ele alındı. İki gün süren etkinlikte, akademisyenler, inanç önderleri, Türkiye ve Avrupa’dan Alevi kurum temsilcileri ile Alevilikle tarihsel-kültürel bağları bulunan Êzidî, Yaresan/Kakai (Ehli Haq) gibi (Alevi diasporası gibi çoğunlukla sürgünde yaşayan) toplulukların temsilcileri bir araya geldi. Sempozyumda, Aleviliğin fiziksel ve bilgisel şiddetle karşı karşıya olduğu günümüzde, inancın ve kültürel kimliğin bilimsel bir çerçevede nasıl korunabileceği ve çağa uygun araçlarla nasıl aktarılabileceği sorularına yanıt arandı. Bunun yanı sıra, Alevi Ansiklopedisi’nin, özellikle son yirmi yılda Türkiye ve Avrupa’da sayıları hızla artan Alevi Akademileri gibi girişimlerin ışığında, yakın geçmişteki benzer tecrübelerden nasıl faydalanabileceği ve bu alandaki akademik birikimi nasıl bir araya getirebileceği gibi konular da tartışıldı.
Bu kapsamda, ilk gün, Alevilik bilgisinin derlenmesi ve aktarımı bağlamında Türkiye ve Avrupa’daki deneyimlerin farklı örnekleri üzerinde duran üç oturum gerçekleştirildi.
Bu kapsamda, ilk gün, Alevilik bilgisinin derlenmesi ve aktarımı bağlamında Türkiye ve Avrupa’daki deneyimlerin farklı örnekleri üzerinde duran üç oturum gerçekleştirildi.
Sempozyumun ilk gününde, Türkiye’de Alevilik bilgisinin derlenmesi ve aktarılması konusunda devlet politikalarından kaynaklanan çeşitli sorunlar ele alındı. Özellikle üniversiteler ve Kültür Bakanlığı bünyesinde kurulan bazı yapılar aracılığıyla Aleviliğe yönelik müdahalelerin, Aleviliğin içerdiği kültürel çeşitliliği yansıtmak yerine, Aleviliği belli bir ideolojik formatta yeniden inşa etme uygulamaları üzerinde duruldu.
Bilgisel şiddet politikalarının yarattığı bu sorunlara karşı, Türkiye’de Alevi Akademileri adı altında gerçekleştirilen çeşitli girişimlerin, Alevilerin bu alanda alternatif arayışlar içinde olduklarını gösteren çabalara da vurgu yapıldı. Benzer şekilde, Avrupa’da Alevilik üzerine akademik çalışmaların artış göstermesi ve burada görece daha serbest bir araştırma ortamı bulunmasına karşın, Avrupa’daki Alevi Akademilerinin yaygınlaşmasının da nihayetinde Alevilerin Avrupa’da kendi bilgi kaynaklarını oluşturma çabalarının bir uzantısı olarak ele alınması gereken bir olgu olduğu tartışıldı. Alevi Ansiklopedisi’nin, bu tablo içinde toparlayıcı bir rol üstlenerek bilginin doğru aktarımını ve temsilini sağlamada önemli bir potansiyele sahip olduğu değerlendirildi.
Dijitalleşmenin Alevilik bilgisini yeniden üretme ve yayma üzerindeki etkilerinin de ele alındığı sempozyumda, Alevilik belleğinin dijital ortama taşınmasının hem erişim kolaylığı hem de bilgi çeşitliliği açısından büyük önem taşıdığı ifade edildi. Bu bağlamda, birçok güncel örnek incelenirken, internet dünyasındaki gelişmelerin ve online müze gibi uygulamaların Alevi Ansiklopedisi ile karşılıklı olası katkıları detaylı şekilde değerlendirildi.
Sempozyumun ikinci günü, farklı toplulukların asimilasyona karşı direniş deneyimleri ve Aleviliğin teolojik ve sosyal yönlerine ilişkin tartışmalara sahne oldu.
Êzidîlik, Yaresan (Ehli Haq)/Kakailer ve Raa Haq gibi Mezopotamya ve Anadolu’nun kadim inançlarının, tarih boyunca maruz kaldıkları asimilasyon politikalarına karşı direniş yöntemleri sempozyumun ikinci gününde kapsamlı bir şekilde ele alındı. Bu inanç topluluklarının baskılarla belleksizleştirilmeye çalışıldığı ancak buna karşı direnişlerini dayanışma ve ortak mücadele yöntemleriyle nasıl sürdürdükleri tartışıldı. Alevi Ansiklopedisi’nin bu bağlamda yalnızca Alevilik değil, bu kadim inançların da belleğini ve bilgisini koruma açısından kritik bir araç olabileceği vurgulandı. Ansiklopedi, bu toplulukların yaşadıkları travmalara karşı kolektif bir hafızayı yeniden inşa etmeye ve gelecek kuşaklara aktarmaya yönelik önemli bir platform olarak değerlendirildi.
Sempozyumda, Aleviliğin temel inançları ve değerleri, Yol’un taşıyıcıları olarak bilinen Pirler ve Analar tarafından ele alındı. Analar ve Pirler, geçmişte ve kırsalda yaşanan deneyimlerden yola çıkarak, Aleviliğin insan ve evren anlayışını, kutsal mekânları ve çeşitli dini-sosyal konuları etkileyici örneklerle açıkladılar. Özellikle doğanın kutsallığı, yaşamın ve çevrenin korunmasına yönelik Alevi yaklaşımının teolojik ve pratik yönleriyle birlikte ele alınması, katılımcılar üzerinde derin bir etki bıraktı. Bu tartışmalar, Aleviliğin barışçıl ve kapsayıcı kimliğinin altını çizerken, bu değerlerin korunması ve aktarılması için Alevi Ansiklopedisi’nin hayati bir rol üstlenebileceği vurgulandı.
Sempozyumun son oturumunda, Türkiye ve Avrupa’dan katılan çeşitli Alevi kurum temsilcileri, Alevi Ansiklopedisi projesini tarihi bir fırsat olarak değerlendirdiklerini vurguladılar. Bu projeyi yalnızca Alevilik bilgisini derleyip aktarmakla sınırlı görmeyen katılımcılar, ansiklopedinin aynı zamanda asimilasyon politikalarına karşı bir direnç geliştirme potansiyeline dikkat çektiler. Ansiklopedinin başarısının, Alevi federasyonları, akademisyenler ve medya ile ortak iş birliği çerçevesinde güçlendirilmesi gerektiği belirtildi. Ayrıca, bu kolektif çabanın Aleviliğin farklı coğrafyalardaki çoklu kimlik ve inanç yapısını yansıtan kapsayıcı bir bilgi kaynağı oluşturma inancı da dile getirilerek, projeye maddi ve manevi destek verme taahhüdünde bulunuldu.
Sempozyumun sonunda, Alevi Ansiklopedisi’nin gelecekteki yol haritası paylaşıldı. Katılımcılar, Alevi inancının uluslararası literatürünü oluşturmanın gerekliliğine dikkat çekerken, projenin çok dilli hizmetinin yanı sıra, aynı konuya birden fazla bakış açısıyla yaklaşabilme imkânı tanıyan özelliğiyle ansiklopedinin, Aleviliğin içindeki çeşitliliği yansıtacak önemli bir proje olacağı belirtildi.
Planlanan takvime göre, 2025 yılının başlarında web sitesinin yayına açılması ve 15 Ocak 2025 itibarıyla kamuoyuna ve bilim insanlarına içerik katkısı çağrısının yapılması, Haziran 2025’ten itibaren de yazılı içeriklerin siteye yüklenmesiyle ansiklopedinin belirli bir çalışma takvimine göre kademeli olarak ilerleyeceği ifade edildi.
Alevi Ansiklopedisi’nin yalnızca bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda Aleviliğin tarihsel ve kültürel gerçekliğini koruyan, mirasına sahip çıkan, uluslararasılaşmasına katkıda bulunan ve geleceğe güçlü bir miras bırakacak bir proje olduğu vurgulandı.
Alevi Ansiklopedisi
Kasım 2024